Son Seyahatler

Valensiya

Futbolun da katkısıyla Barcelona ve Madrid adlarını çok sık duyduğumuz İspanyol şehirleri. Endülüs bölgesinde yer alan Granada tarihi önemiyle aşina olduğumuz bir şehir. Valensiya adını çok duymadığımız, 800.000 nüfuslu önemli bir Akdeniz şehri. Şehre çok fazla beklentim olmadan geldim. İspanya belki de Avrupa’nın en yaşanabilir ülkesi. Gezdiğim bütün İspanyol şehirlerini sevdim. Valensiya’da bunlardan biri oldu. Gezmekten keyif aldım, yaşamasının da keyifli olduğundan eminim.

Şehrin en ilgi çekici yönü, Turia parkı. Şehrin merkezinde 9km uzanan büyük bir şehir parkı. Valensiya’lılar Turia Bahçesi diyorlar. Parkı ilginç kılan ne büyüklüğü ne de bahçelerinde yer alan bitki çeşitliliği. 1957 yılında şehrin merkezinden geçen Turia nehrinde yaşanan taşkın şehirde önemli hasara neden olmuş. Bu nedenle güzergahı değiştirilerek şehir dışına taşınmış. Kıvrıla kıvrıla şehri kat eden ırmak yatağı ise parka dönüştürülmüş. Bir nehrin varlığı her zaman şehirlere ayrı bir canlılık katıyor. Şahsen hala nehrin olmasını tercih ederdim. Irmak yatağının parka dönüştürülmesi şaşırtıcı ve keyifli olmuş. Şehrin kalbini bu park oluşturuyor. Nehir yatağında olması nedeni ile şehir kurulumundan 5 metre daha alçakta yer alıyor. Birbirinden güzel ve tarihi köprüler şehrin iki yakasını farklı noktalarda parkın üzerinde birbirine bağlıyor.

image

Valesiya Arması

 

image

Şehir bisikletle gezmek için ideal. Şehirde iyi kurgulanmış bisiklet yolları bulunuyor. Turia parkı bisiklet sürücüleri için eşsiz bir fırsat yaratıyor. Parkı kullanarak şehrin önemli noktalarına herhangi bir trafik riski olmadan, hızlı ve keyifli bir şekilde ulaşabilirsiniz. Bu açıdan Valensiya’da yaşamak ve işyerime bisikletle gitmek isterdim.

image

Valensiya tarihi bir şehir, buna rağmen ilk durağınız Turia parkı üzerinde kurulmuş fütürist Sanatlar ve Bilimler Sitesi kompleksi olmalı. Bu kompleks içinde 6 tane yapı yer alıyor: Sanatlar Sarayı (Palacio de las Artes), Bilim Müzesi (El Museu de les Ciències Príncipe Felipe), Avrupa’nın en büyük akvaryumu (L’Oceanogràfic), IMAX sinema içeren Gökevi (L’Hemisfèric) ve modern otopark (L’Umbracle). Hepsine giriş ücretli. İçlerine girmeyi  planlamasanız bile, bu komplekse gitmenizi tavsiye ederim. Bu ilginç kompleks yakın zamanda Tomorrow Land (Yarın Ülkesi) filminin çekimlerine sahne olmuş. Eğer çocuklarınızla birlikte Valensiya’daysanız, onları götürmeniz iyi olur.

image

image

Şehrin büyük bir limanı var. Limanın ötesi ise göz alabildiğince devam eden büyüleyici bir kumsal. Mayıs ayında hava sıcaklığı çok yüksek değil, kumsal oldukça kalabalık ama denize giren insan sayısı oldukça sınırlı.

image

Valensiya Kumsalı

 

image

Eski şehirde gezmek oldukça keyifli. Plaza de la Mare de Déu, Plaza de la Reina ve La Plaza del Ayuntamiento özellikle görmenizi tavsiye edeceğim meydanlar. Bu meydanlarda fiyatlar biraz daha yüksek, ama sonuçta ödemeyi yemek için değil, meydan için yapıyorsunuz.

image

image

image

image

Şehrin genelinde ilginç bir mimarisi var. Bu köprünün altında Turia parkı bulunuyor.

image

Diğer Avrupa şehirlerinde olduğu gibi Valensiya’nın güzel sokaklarında gezmek büyük bir keyif.

image

image

image

image

image

Şehirde Barcelona’nın zenginliğini hissedemiyorsunuz. Yüksek işsizlik oranları değnekçilerin türemesine neden olmuş. Çoğunluğu siyahi olan değnekçiler arasında kadınların da olması ilginç. Şehirde çok canlı bir gece hayatı da varmış.

Endülüs kadar olmasa da belli bir ölçüde Arap esintisini hissedebiliyorsunuz. Kutsal kase bu şehirdeymiş.

Şehrin en meşhur yemeği, İspanya’nın da ulusal yemeği konumundaki Paella. Pirinçten yapılan yemeğin geleneksel halinde tavuk ve tavşan eti kullanıyorlarmış. Deniz ürünlerinden yapılan çeşiti de bulunuyor. Bizim bazı lapa türlerimizi andırıyor. Oldukça lezzetli bir yemek. Valensiya’da da Tapas yeme şansınız var.

image

Paella

 

image

image

Restoran menülerinde tavşan eti görmeniz de mümkün. Ben denedim, dana veya koyun eti kadar lezzetli olmadığını düşünüyorum. Tadabileceğiniz bir başka lezzet Churro. Churro aslında bizim halka tatlı veya tulumba tatlı gibi hamurdan yapılıyor. Önemli bir farkı, şeker balına batırılmak yerine, sıcak çikolataya batırılarak yeniliyor. Lezzetli ama ağır bir tatlı.

image

Churro

 

Şehre Barcelona’dan kiraladığım araba ile gittim. İki yol tercihiniz bulunuyor, otoyol veya normal yol. Yolda geçirdiğim süreyi azaltmak için tercihimi otobandan yana kullandım. İspanya genel olarak Türkiye’den yüksek olmakla birlikte Fransa veya Almanya kadar pahalı değil. Bu yüzden gişelerde karşıma çıkan 36 €’luk tutarın beni oldukça şaşırttığını söyleyebilirim. Ödeme yapmadan önce, belki de yanlış bir işlem yaptığım düşüncesiyle internetten kontrol ettiğimde tutarın doğru olduğunu görmek beni daha da şaşırttı.

Barcelona Valensiya arasındaki yol, Akdeniz’e paralel olarak Kuzey-Güney hatında yaklaşık 350 km. Yol boyunca durabileceğim şehirlere bakarken öne çıkan şehir Peniscola şehri. Yanlış duymadınız, bu ilginç isimli şehir aslında yarımada anlamındaki peninsula kelimesinden türemiş. Güzel kumsalı dışında şehrin hiçbir özelliği olmadığını söyleyebilirim. Eğer Barcelona – Valesiya arasında seyahat ediyorsanız bu iki güzel şehir arasında duracağınız başka bir nokta yok.

image

Peniscola Sahili ve Uzakta Kalesi

 

İster istemez kuzeyinde yer alan Barcelona ile kıyaslıyorsunuz. İki şehrinde öne çıkan yönleri olmasına rağmen, öncelikli tercihinizin Barcelona olması gerektiğini söyleyebilirim. İkinci bir Barcelona ziyareti yerine, Valensiya’ya yapılacak ziyaret keyifli olacaktır.

+
Turia parkı
Sanatlar ve Bilimler Kompleksi
Kumsalı
Eski şehir
Tapas


Değnekçiler
Araba ile seyahatten kaçınmanızı öneririm.
Çok sık trafik ışıkları

*
Bölgenin tartışmasız en güzel şehri Barcelona. Önceliğiniz Barcelona’yı gezmek olmalı. Eğer vaktiniz varsa, Valensiya da uğramanız gereken, sizi şaşırtacak ve bulunmaktan keyif alacağınız bir şehir. Yolunuz düşerse, mutlaka Turia parkında bisiklet turu yapmayı kaçırmayın.

Valensiya, Mayıs 2015

Yorum bırakın